İLLE DE ROMAN OLSUN
İLLE DE ROMAN OLSUN “Alaçatı’da Romanların yaşadığı çadırlar, Çeşme Belediyesi’ne bağlı zabıta ekiplerince yıkıldı.” Her yıl değişmeyen Çeşme haberlerinden biri, bu sefer sosyal medya da Gazete Duvar aracılığıyla karşıma çıktı. Romanlar, kendilerine göre kültürleri olan, müziği, oynamayı seven, ağlarken gülen, gülerken hüzünlenen renkli insanlar. Çeşme’de yazlıkta geçen günlerimiz de bize de birkaçı çalışmaya gelmiş, kendilerini yakından tanıma fırsatı bulmuştum. İlki Gülazer, kömür karası gözleri, gevrek kahkahası ile ortalığı şenlendiren, biraz vurdumduymaz, biraz da başına buyruk hoş bir kızcağızdı. Hafta da bir gelir, hem eline hem diline dedikleri türden, hem evi temizler, paklar, hem de anlattıkları ile evi şenlendirirdi. Bir gün gözünün altı morarmış, dudağı patlamış olarak işe geldi. Hayrola ne oldu, neden oldu sorularımızı geçiştirdi. Çadırda yaşıyorlar, “kapıya çarptım” bile dedi. Öğlen yemeğine oturduğumuzda annem, “Hele anlat şu kapıya çarpma hikayesini” deyince b