SAYA GEZMESİ

 

SAYA GEZMESİ

Arkadaşım “Metin, Bala’da yapılacak “Saya Gezmesi” ne davet ediyor gelirmisin?” diye telefon etti. Metin Özaslan bizim THBT’den çok sevdiğim, seymen kültürünü devam ettiren, bana Ankara’yı yeniden sevdiren, aynı zamanda Ankara Klübü'nün başkanlığını yürüten, işlerini çok takdir ettiğim dünya iyisi bir kardeşim. Arkadaşıma  “Metin varsa, ben de varım, ama Cuma günü üçüncü doz aşı olacağım, kendimi iyi hissedersem gelirim” dedim.

Gezmeye gitmek olunca aşı maşı etkilemedi, Cumartesi günü geliyorum deyince de öğleden sonra arkadaşım beni evin önünden aldı.

Önce Ankara Konağı’na gittik, sıcak çaylarımızı içip, konakta ki mütevazi müzeyi gezdik. Sonra da teras da Ankara’nın betona dönmüş manzarasını içimiz acıyarak seyrettik.

Otobüslerin kalkış saati geldi ve Ankara Büyük Şehir Belediye’sinin verdiği üç otobüse dağılarak Bala’ya doğru yola çıktık.

Bala’nın Köseli köyüne varıyoruz. Bizi çok sıcak karşılıyorlar, hemen elimize çorba bardaklarını tutuşturuyorlar. Hava çok soğuk, şenlik de gece olacağı için, kat kat giyinsek de üşüme kaçınılmaz.

Davul zurna çalıyor. Başlarında kimi yerde börü kimi yerde börk denen siyah başlık takmış kişiler bize hoş geldiniz diyorlar. Başın da değişik kalpak olan kişiye, “Aaa Çelik Blek “ diyorum. Çocukluğumuzun Texas dergisinde ki çizgi roman kahramanını hatırlatıyor. Meğer bu samur kalpak Orta Asya’dan beri bizim de kullandığımız bir modelmiş. Texas nere, Bala, Köseli nere?

Bu arada değişik giyimli kişiler ortada dolaşıyor. Bunlardan biri Köse başıymış, yani çobanların başı, köseyi bu gece ki gezmede yönlendirecek kişiymiş. Üzerinde boncuklarla bezenmiş çoban kepeneği olan Köse’nin ise komiklik olsun diye yüzü siyaha boyanmış. Asıl baş oyuncu Köse’nin karısı rolünü oynayan kadın giysisi giymiş erkek, şirret bir avrat edasıyla sağa sola laf yetiştiriyor.

                   Fatih Uslu ve Köse Başı       Köse Başı, Köse ve          Metin Başkan ve ben

                                                                     Kösenin hanımı!

Seyirciler için üç adet tribün kurulmuş, birinde Büyük Şehir, diğerinde Bala, bir diğerinde de Keçiören Belediyesi yazıyor. Tribünlerin önünde odun sobaları yanıyor. Kocaman bir sahne hazırlanmış, ses tesisatı döşenmiş. Çadırın birinde çay servisi yapılıyor, seyyar konteynerden lokma dağıtılıyor.

Köseli Köyü Dernek Başkanı Fatih Uslu ile tanışıyoruz. Nasıl samimi, heyecanlı, gözlerinin içi gülüyor. Bize şenlik hakkında bilgi veriyor.

Köse (saya) gezmesi yüzyıllardan beri gerçekleştirilen bir gelenekmiş. Kökü Oğuz Türklerine dayanmaktaymış, Ekim-Kasım aylarında koç katımından yaklaşık yüz gün sonra kuzular anne karnında tüylenirmiş. Bu da kışın tam ortasına yani zemheri ayının beş ya da altıncı gününe denk düşmekteymiş. Bu da baharın ve bereketin habercisiymiş. Kış ortasında bahara çıkmak amacıyla böyle bir etkinlik düzenleniyormuş. Bir çeşit zemheriyi kovma şenliği. Çobanlar güzel maniler, şiirler, güzel sözler eşliğinde tek tek köyün evlerini gezerlermiş. Köylülerden bulgur, yağ gibi kimin gücü neye el verirse ona göre erzak toplarlarmış. Köseli köyü olarak bunu yaşatmaya gayret ediyorlarmış.

Uzun yıllar çobanlık yaptığını söyleyen Murat Bey’den aldığım bilgiye göre de, aslında saya koyunların toplandığı ağılın yanına ayrıca yapılan ikinci bir ağıla verilen admış. Kuzular annelerinin tüm sütünü emmesin diye bu yeni ağılda toplanırmış. Saya gezme ise çobanların, yeni doğan kuzulara karşı topladığı bir çeşit bahşişmiş. Bolluk, bereket getirmesi için, ateş yakılırmış.

Davul zurna eşliğinde Ankara havaları oynanmaya başlıyor. Başrolde de Köse ve karısı. Daha sonra Ankara Seymenleri meydana çıkıp kısa bir gösteri yapıyor. Arkasından seyirlik köylü oyunu başlıyor. Köse kendini yere atıyor. Karısı  başında feryat figan. “Herif herif, nereye gidiyon herif, ay bunun borcu da vardı, ay bunun borcunu ödeyin, herifim dirilsin” diye dövünüyor. Bu feryat figan üzerine Fatih Başkan seyircilere çağrıda bulunuyor. Çağrısına şenliğe katılan belediye başkanları, eski başkanlar kayıtsız kalamıyorlar .Bağış yarışı başlıyor.  Başkanların kimi bir koç, kimi iki koç bağışlıyor, kimi beş koyun benden diyor, bizim Metin bile bir koç da bizden diyor. Derken sürüyü tamamlayan köse diriliyor.


                                             Köse bayıldı, amanın ölüyor, avradı bağırıyor.

Tüm bunlar olurken akşam iniyor. Meşaleler yakılıyor ve “Saya Gezmesi” başlıyor. Davul zurna eşliğinde ev ev geziliyor. Köyün varlıklı olduğu anlaşılan ailelerin evleri önünde aynı mizansen tekrarlanıyor, onlardan da birer koç, hatta bir tanesinden de dana sözü alınarak tekrar meşaleler eşliğinde köy meydanına dönülüyor. Köyün köpekleri bile bu şenliğe alışkın olmalı ki, o kadar gürültüye patırtıya kayıtsız bir şekilde ahırların önünde yattıkları yerden kıpırdamadan bakıyorlar.

   




Meydana dönüldüğünde halay başlıyor. Tüm köy ahalisi, misafirler, herkes halaya katılıyor. Halay bitince meydandaki daha önceden hazırlanmış  odun yığını ateşe veriliyor, böylece sinsin ateşi yakılmış oluyor. Sinsin karanlığı kovan aydınlığı çağıran kutsal ateş. Atatürk’ün Ankara’ya gelişinde yakılan ateş. Sinsin iyice harlanınca ateşin etrafında sinsin oyunu oynanıyor. Meydana biri çıkıyor, ellerini kollarını müziğin ahengine uygun olarak sallayarak oynamaya başlıyor, sonra başka biri çıkıyor, o çıkınca diğeri oyunu bırakıp kenara çekiliyor.  Sırayla herkes hünerini gösteriyor. Bu bir çeşit ateş dansı, bu bir çeşit ayin. Şaman geleneğinden günümüze kadar gelmiş, kadim kültürün bir parçası. Görmek lazım, yaşamak lazım.


Sinsinden sonra yemek faslı başlıyor. Geçen yıl bağışlanan koçlar bu sene kazana girmiş. Bu yıl bağışlanan koçlar da seneye kazana girecekmiş. Gelenek böyle. Çok güzel et kavurma, bulgur pilavı ve ayrandan oluşan akşam yemeğini yiyoruz. Organizasyon hiç aksamadan devam edip, tam vaktinde bitiyor.

Otobüslerimize binerek Ankara’ya dönüyoruz. Çok üşüdük, ama çok eğlendik. Bir geleneğin yaşatılmasına şahit olduk. Düzenleyenlerin, katkıda bulunanların hepsine teşekkürler. 

Feryal BEKDİK

Ocak 2022 ANKARA

Yorumlar

  1. Feryalcim iyi ki katılmışsın, bu gelenek senin kaleminden de kayıtlara geçti. Sağol varol, yazmaya devam.

    YanıtlaSil
  2. Çok iyi Anadolu nün birçok köyünde olan bir şey feryalcim çok güzel anlatmış

    YanıtlaSil
  3. Yazılarını okurken en çok dikkat ettiğim ilk şey, bunları anlatırken bizi de yanında götürmüş mu? Buna da şöyle karar veriyorum, okuyorum kapayiyorum gözlerimi ve evet işte orada çobanlar, meydan, sinsin ateşi... Evet diyorum, Feryal usta alıp bizi de götürmüş gene gittiği yere🥰🥰🥰 çok kiymetlisiniz hem sen ve hem de yazdıkların fotografladiklarin..🥰🙏🧿🧿 nazardan seni korumak gerek🧿

    YanıtlaSil
  4. Zevkle okudum yine. Yazmaya devamm... Sen gez, ben de okuyayım. Malum, neredeyse 2 yıldır Mudanya'dan bir yere çıkmıyorum. Okuması çok keyifli, sağolasın...

    YanıtlaSil
  5. Teşekkürler güzel açıklamaların için Feryalcim. Orada olamasak da orada hissettirdiğin için🖐

    YanıtlaSil
  6. Teşekkürler Feryal katılmış gibi oldum

    YanıtlaSil
  7. Geleneklerin yasatilmasinda emegi gecenler sagolsun.Feryal cim seninde kalemine saglik,yasattin o geceyi harika anlatiminla ve de ogrendik bu gelenegi.

    YanıtlaSil
  8. Feryal Hanım
    Teksas şapkalı ben Ankara Kulübü Derneği yayın organı KIZILCAGÜN TV Genel Yayın Koordinatörü Taner TOPÇU. Şapkam Kırgızistandan ve tilki.Bir Ankara Kulüp ziyaretinizde kahve içmeye bekliyorum.Sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AH LENİN AH

POLONYA GEZİ NOTLARI-1 (24-29NİSAN 2014)

MISIR HURGADHA SHARM DALIŞ HAZİRAN 2024